30 Haziran 2017
Sürüp giden, her geçen gün yanlışa sürüklenen bir Ermeni meselemiz var. İçinde yaşayan da yaşamayan da kenarından çekiştirip duruyor. İddianın, adını bile tam olarak koyamıyoruz. Yıllardır, kitaplara, dergilere, makalelere; “sözde Ermeni soykırımı”, “Ermeni sorunu”, “Ermeni Meselesi” ve “Ermeni gailesi” olarak taşındı durdu.
31 Mayıs 2017
Nurettin Albayrak hakkında yazılacak, anlatılacak çok şey var. Ama kalem dönmüyor. Kısaca, dostluğumuz, arkadaşlığımız kısa ifade ile az ama öz idi. Ne vakit çözemediğim konu ile karşılaşırsam hep O’nu arardım. Yayınlamayı düşündüğüm şiirlerimi ilk defa O okumuş, düşündüklerini sıcak ve kendine has bakışı ile söylemişti.
30 Nisan 2017
Dünya da bir millet düşününüz ki bin yıl başka milletlerin, başka dinlerin ve başka devletlerin “tahakkümünde” yaşamış olmasına rağmen, bu kadar “patırtı” çıkarabilsin! Bir devlet düşününüz ki yoksulluk içerisinde kıvranıp, ülke nüfusunu hızla kaybederken, bu kadar “patırtı çıkarabilsin. Bir toplum düşününüzün ki, vatandaşı olduğu ülkede,
31 Mart 2017
Tarih bir gün; Cumhurbaşkanlığı gibi devletin en yüce makamına erişen zat-ı muhterimin, tüm erkleri tek elde bulundurmak istemesini, Cumhurbaşkanı’nın, Anayasa’nın 103. 104. ve 105. Maddelerine neden sadık kalmadığını, 18 Aralık 2002 günü faili meçhul bir cinayete kurban giden Necip Hablemitoğlu ve diğer faili meçhul cinayetlerin faillerinin neden hâla bulunamadığını,
28 Şubat 2017
Ermenilerin, günümüze kadar söyledikleri yalanların külliyatını yapmamak, ne büyük talihsizlik! “Dağdan gelip, bağdakini kovan” Ermeniler, her türlü melânete başvururken, bütün iğrenç davranışlarını yok sayarak, Kafkasya’ya sonradan geldiklerini hep unuttular. Tarihin her döneminde; Pers İmparatorluğunun yıkılmasından,
31 Ocak 2017
Bu yaştan sonra, aynı yılları yaşamış olduğumuz malûm zat-ı muhteremin TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN içine düşürüldüğü çıkılmaz durum nedeniyle Türk Milliyetçiliğini, bazı hafıza kaybına uğramışlara tekrar hatırlatmanın ıstırabını yaşıyorum. Bilinen derinliği ile TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİ tek bir yazıya sığdırmanın da çaresizliği içindeyim.
31 Aralık 2016
Konuşmaları, tartışmaları, yazılanları dinledikçe, izledikçe, okudukça şaşırıp kalıyorum. Türk Milleti dinî sorumluluklarını henüz beş-altı yaşlarında iken öğrenmeye başladığı bilinen gerçektir. Yedi yaşından sonrada oruç tutmaya başlanır; Bazı anne-babalar bu konuda çocuğun bünyesine göre davranır. Namaz dâhil, hiçbir ibadetinde de zorlamaz.
30 Kasım 2016
Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’ndaki yenilgisini ve Mondros Ateşkes Antlaşması’nı burada uzun uzun yazacağımı beklemeyin. Ancak Osmanlı İmparatorluğu parçalanırken, Padişah, sadece saltanatını, halifeliğini ve hanedanın ne olacağını düşünüyordu. Fakat Anadolu işgal edilmeye başlanmıştı.
31 Ekim 2016
“Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır.” O vakit ne yapmamız gerekiyor? Susmamak ve müfterilerin (İFTİRACILARIN) ipliğini pazara çıkararak, onları topluma teşhir etmeliyiz. O, aşağılık müfterilerin “KURU İFTİRA” ile nelere yol açtıklarını, görerek önlemeliyiz.
31 Ağustos 2016
Bir Müslüman olarak, bazıları kadar manevi âlemde ileriyi göremedim! Onların zekâ seviyesine bir türlü ulaşamadım! Kur’an-ı Kerim, ilk gün ne emretmiş ise, bugün de o noktada kaldım. O, yüce kitap da, tarikatı, şeyhi, mollayı ve nasıl mürit olunacağını bulamadım! Tartışmasız inanmanın İMAN olduğunu bilerek, insan iradesinin bir başkasına terk edilmesini bin türlü düşündüm, çözemedim!