27 Mart 2013
Sevgili Kardeşim Cebbar! Uzun süreden sonra, nihayet yazabiliyorum. Sadece bana mı diyecek olursan, bil ki, senin şahsında, can’a da, canana da bir şeyleri anlatmak istiyorum. On yıllı aşkındır ÜLKEM bir gerginlik yaşıyor. Korku dağları aştı derler ya, böyle günler yaşıyoruz. Son günler de çok yakınlarımın çektiği sağlık sorunları da, yine aynı nedenlerle yaşadığım ıstıraplar, toplum olarak yaşadıklarımızın yanın da çok hafif kalıyor.
28 Şubat 2013
‘’Tarih Milletlerin hafızasıdır.’’ ‘’Tarihini bilmeyen millet, hafızasını kaybetmiştir.’’ Çok fazlaca acıları deşmeyeceğim. Hafızalarınızı tazelemek için, sadece 1917- 1918 yılın da yaşanmış birkaç acı olayı hatırlatmaya çalışacağım. 7 Kasım 1917 Bolşevik İhtilali yapıldı. 18 Aralık 1917 Erzincan Mütarekesi imzalandı ve Rus kuvvetleri işgal ettikleri bölgelerden çekilmeye başladılar.
25 Ocak 2013
Bilmiyorum…! İçinizden kaç kişi KARA OCAK KATLİAMINI hatırlıyor? O acı dolu geceyi, 19 Ocak 1990’ı, 20 Ocak 1990’a bağlayan geceyi soruyorum. Sovyet ordusunun AZERBAYCAN’IN başkenti BAKǙ’YA girerek, gerçekleştirdiği KATLİAM gecesini soruyorum. 143 –YÜZ KIRK ÜÇ- AZERÎ TÜRK kardeşimizin katledildiği geceyi soruyorum. Kaç kişi hatırlıyorsunuz?
20 Aralık 2012
Toplum olarak hoşnutsuzluklarımızın başında, her düşünceyi tartışmak, karşı çıkmak, olduğu gibi kabul etmek veya bütünüyle red ve sahiplenmek geliyor. Yeni bir fikir mi? O, hiç yok. Düşünmek zor iştir. O zahmete katlanmak, fikir üretmek ise daha da zordur. Hatırlayacak olursak, HALİÇ Metro Köprüsünün SÜLEYMANİYE CAMİ sülietini bozuyor diyerek o kadar karşı çıkanı gördük de, o köprü şu şekilde yapılır diyen birkaç kişiden fazlasını göremedik.
20 Kasım 2012
Anadolu’nun herhangi bir yöresine mensub olduğunuz da size taşralı derler. Bugün Ankara’nın dışında olan, dün ve bugün ise İstanbul dışında yaşayan ve yaşamış olan herkes taşralıdır. Merkez şehirde yerleşik olanlar, Anadolu insanına taşralı derken; ne hikmetse o’nu hep küçümsemiş, o’nda bir şeylerin eksik olduğunu vurgulamışlardır. Bu günümüzde de sürüp gitmektedir.
18 Ekim 2012
Kurulduğu günden, bugüne kadar ideallerimizi, ülkümüzü, milliyetçiliğimizi, mefkûremizi, kısacası bütün değerlerimizi içinde bulduğumuz, kopmayacak bağ ile gönlümüzde müstesna yerini alan siyasi partinin Genel Başkanı’na, aşağıdaki satırları yazmak hiç aklıma gelmezdi.
31 Ağustos 2012
‘Bilimsel özerkliğe sahip bir yüksek öğretim kurumu’ nda Gazeteci ve yazarların katıldığı ‘Demokratikleşme paketinde neler olmalı’’Süreç Kapsamında Yapılması Gerekenler’ başlıklıoturumlar yapıldığını herhalde unutmadınız!
31 Temmuz 2012
Günlerdir ne kadar uğraşırsam, uğraşayım bir türlü yazamıyorum. Her gün korkuyorum.! Yola DÖŞENEN’İNDEN….Uzaktan kumandayla PATALATILAN’INDAN, Önceden YERLEŞTİRİLMİŞ’İNDEN….Üzerine basılan MAYIN’DAN…..Korkuyorum… Ve….ŞEHİT…ŞEHİT….ŞEHİTLER…
27 Haziran 2012
Şu satırları yazarken Siirt’ten dört ŞEHİT haberi geliyor…Düşürülen uçağımız…Henüz ulaşılamayan pilotlarımız…Şehitler şehitler…. Ben ağlıyorum…..Ki..Ben her şeye ağlarım. Şehit ANALARI ağlıyor….Gel gör ki… Genelkurmay Başkanı’da ağlıyor…..
27 Mayıs 2012
Kırk yıl önce yurdu felâketlerin en müthişinden kurtarıp selâmete eriştiren (KUVAYİ MİLLÎYE RUHU) bu gün dahi sıkışık durumlarda, bilhassa aydınlarca ‘’-aman, bize lâzım olan odur, o ruhtur’’ diye birçok zorlukların, sıkıntıların tek devâsı sayılmaktadır. Ancak bu (RUH) gibi, bundan doğup büyük zaferi sağlamış olan (MİLLÎ MÜCADELE) nin de hakiki mahiyetini lâyıkile bilenler günden güne artacak yerde, yazık ki, azalmaktadır.